“İnsanlar göründükleri gibi hisseder, hissettikleri gibi de görünürler.”
Oyuncuları oynadığı karakterle bütünleştiren, bedenlerinin oynadıkları role uyumlanmasının bir sonucudur. Oyuncuların bir süre sonra, gerçek hayatta da tiyatrodaki rollerinin bedensel ve psikolojik yansımalarını hissetmeleri gayet doğaldır. Çünkü zihin, gerçek ile hayali olanı, rol ile gerçeği ayırt edemez. En zeki beyin bile sahibinin inandığına inanır ve onaylar.
Bedenimiz, inandığımız tüm duyguların fiziksel yansıma alanı, zihin ise bedensel yansımamızın akılla izahıdır.
En çok gördüğüne, en çok inandığına, en çok eleştirdiğine enerji aktaran insan, zamanla onların bir yansıması olur.
“BEN” deyip sahip çıktığı ve “BEN bu değilim” diye dışladığı kişiye dönüşür.
Özlem Küçük